Yılın neredeyse tüm ödül törenlerinde en iyi ilk filmi olarak gösterilen ve çokça konuşulan bu filmi nihayet izleyebildim.
Her şeyden önce farklı bir filmdi. Konusunu hiç okumamıştım, iyi ki de öyle yapmışım bence siz de sakın okumayın.
Filmin ilk dakikalarından ana karakterimiz Oscar'ın gözünden dünyaya bakıyoruz ve bir şekilde empati kurmayı sağlıyor. Fakat senaryo o kadar sıradan bir şekilde ilerliyor ki "bu film nasıl ödüller kazanmış, ödüllere aday olmuş" diye düşünmeye başlamıştım. Fakat sonları öyle vurucuydu ki uzun zamandır bir filmden bu kadar etkilenmemiştim sanırım. Gerçek hikayeden alınmış olması daha da etkileyici.
Yönetmen evet ilk filmi için gayet iyi bir iş çıkarmış. Takip edeceğim muhtemelen sonraki işlerini de.
The Wire'dan çocukluğunu bildiğim Michael B. Jordan gayet iyi bir iş çıkarmış. Fakat Oscar ile adının anılması biraz abartı olur. Bağımsız ödüllerinde varlık göstermesi normal karşılanabilir.
Sevdiğim oyunculardan olan Octavia Spencer'ı izlemek güzeldi oyunculuğu bazı sahnelerde iyiydi ama bazı sahnelerde daha fazlasını beklemedim değil. Fakat sanırım bu durum canlandırdığı karakterle ilgiliydi. Oscar'a aday olamayacağı zaten kesin gibi ve bence de normal bu durum.
İlk kez izlediğim Melonie Diaz'ı ve canlandırdığı karakteri beğendim. Umarım bu film önünü açar ve daha iyi filmlerde yer alır. Ayrıca küçük kızları da çok sevimliydi. Zaten filmi sevmemi sağlayan da sempatik bulduğum bu aileydi sanırım.
Oscar açısından (ödül olanından) bakacak olursam sanırım hiç adaylık alamayacak ama bir şekilde bir yerlerden adaylık kapmasını isterim.
Filmi izlerken 6-6.5 puan arası vereceğimi tahmin ediyordum uzun süre ama finaliyle birlikte puanım:
8/10
